Arabuluculuk, tarafsız bir üçüncü tarafın, arabulucunun, iki veya daha fazla kişinin bir anlaşmazlığın karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözümüne ulaşmak için iletişim kurmasına ve müzakere etmesine yardımcı olduğu gönüllü bir süreçtir. Arabuluculuk genellikle sözleşme anlaşmazlıkları, istihdam anlaşmazlıkları ve hissedar anlaşmazlıkları gibi ticari anlaşmazlıkları çözmek için kullanılır.
Ticari anlaşmazlıkları çözmek için arabuluculuk kullanmanın aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok faydası vardır:
- Verimlilik: Arabuluculuk genellikle davadan daha verimlidir. Bunun nedeni, arabuluculuğun dava sürecinden daha kısa sürede tamamlanabilmesi ve tarafların mahkemeye gitmesini gerektirmemesidir.
- Maliyet: Arabuluculuk genellikle davadan daha ucuzdur. Bunun nedeni, arabuluculuğun mahkeme harçlarını yatırma, avukat tutma ve duruşmaya hazırlanma masraflarını içermemesidir.
- Gizlilik: Arabuluculuk gizli bir süreçtir. Bu, tarafların kişisel bilgilerinin kamuya açıklanması konusunda endişelenmek zorunda kalmadan anlaşmazlıklarını özgürce tartışabilecekleri anlamına gelir.
- Kontrol: Taraflar, gündem, hız ve sonuç da dahil olmak üzere arabuluculuk süreci üzerinde kontrole sahiptir.
- İlişkilerin korunması: Arabuluculuk, işletmeler arasındaki ilişkilerin korunmasına yardımcı olabilir. Bunun nedeni, arabuluculuğun tarafların karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüme ulaşmak için birlikte çalıştıkları işbirliğine dayalı bir süreç olmasıdır.
İşte işletmelerin uyuşmazlıkları başarılı bir şekilde çözmek için arabuluculuğu nasıl kullandıklarına dair bazı örnekler:
Örnek 1
- A ve B adlı iki giyim şirketi, bir sözleşmenin şartları konusunda anlaşmazlığa düşmüştür. A Şirketi, B Şirketi için bir giysi serisi üretmeyi kabul etmişti, ancak A Şirketi son teslimat tarihini karşılayamadı. B Şirketi, sözleşme kapsamında A Şirketine önemli miktarda paraya mal olacak tasfiye edilmiş tazminat talep ediyordu.
- İki şirket anlaşmazlık için arabuluculuk yapmayı kabul etti. Arabulucu, iki şirketin birbirlerinin bakış açılarını anlamalarına ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm geliştirmelerine yardımcı oldu. A Şirketi, B Şirketine daha az miktarda tasfiye edilmiş tazminat ödemeyi kabul etti ve B Şirketi de A Şirketine siparişi teslim etmesi için daha fazla zaman vermeyi kabul etti.
Örnek 2
- Bir şirket olan C ile çalışanlarından biri olan D, çalışanın iş akdinin feshi konusunda bir anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Çalışan, iş akdinin haksız yere feshedildiğini iddia etmekte ve işe iade ve tazminat talebinde bulunmaktaydı. Şirket feshin haksız olduğunu reddetmiş, ancak masraflı davalardan kaçınmak için anlaşmazlığı çözmeye istekli olmuştur.
- Şirket ve çalışan anlaşmazlık konusunda arabuluculuk yapmayı kabul etti. Arabulucu iki tarafın bir uzlaşma anlaşmasına varmasına yardımcı oldu. Şirket çalışana bir kıdem tazminatı ödemeyi, çalışan da haksız fesih iddiasından vazgeçmeyi kabul etti.
Örnek 3
- Bir şirketin iki hissedarı, E ve F, şirketin yönetimi konusunda bir anlaşmazlığa düşmüşlerdir. Hissedar E şirketi satmak isterken, Hissedar F şirketi işletmeye devam etmek istiyordu. İki hissedar bir anlaşmaya varamıyordu ve anlaşmazlık şirketi felç etmekle tehdit ediyordu.
- Hissedarlar anlaşmazlık için arabuluculuk yapmayı kabul etti. Arabulucu, iki hissedarın birbirlerinin bakış açılarını anlamalarına ve karşılıklı olarak kabul edilebilir bir çözüm geliştirmelerine yardımcı oldu. Hissedarlar şirketi üçüncü bir tarafa satmayı kabul etti ve geliri eşit olarak bölüşmeyi kabul ettiler.
Bir işletme sahibi veya yöneticisiyseniz ve başka bir işletmeyle bir anlaşmazlık yaşıyorsanız, arabuluculuk sizin için iyi bir seçenek olabilir. Arabuluculuk, anlaşmazlığınızı çözmek için dava açmaktan daha etkili, daha ucuz ve daha gizli bir yol olabilir. Ayrıca, arabuluculuk diğer işletmeyle olan ilişkinizin korunmasına da yardımcı olabilir.